DECCÂL, MEHDÎ, HZ. İSÂ
Çok yalancı, hilekâr, kötü ve uğursuz kişi
anlamına gelen Deccâl, İslâm toplumlarının göreceği en son ve en büyük
küfür akımının temsilcisidir. Çünkü o, görenlere rüzgâr estirmek, yağmur yağdırmak ve bitki bitirmek, gibi bir
takım sıra dışı olaylar göstererek tanrılık iddiasında bulunacak ve insanları
kendisine inanmaya ve tapınmaya çağıracaktır. Bu nedenle Deccâl ve fitnesi,
kıyâmet alâmetlerinin büyüklerinden sayılmıştır.
Yaptığımız araştırmalara göre kıyâmetin
üç büyük alâmeti aynı zaman dilimi içinde peş peşe ortaya çıkacaktır. Bunlar da:
Deccâl
Mehdî
Hz. İsâ
Konuyu hadislerin ışığı altında
sırasıyla inceleyelim.
1. DECCÂL’IN
ÇIKMASI
"Kuşkusuz on alâmet belirmedikçe kıyâmet
kopmayacaktır.
1.
Doğuda bir yerin batması,
2.
Batıda bir yerin batması,
3.
Arap yarımadasında bir yerin batması,
4.
Tüm dünyayı kaplayacak bir dumanın
ortaya çıkması,
5.
Hz. İsa’nın gelmesi,
6.
Deccâl’ın çıkması,
7.
Dâbbetü´l-arz,
8.
Ye´cûc ve Me´cuc,
9.
Güneşin battığı yerden doğması,
10. Aden toprağının sonundan (Yemen´den) bir ateş
çıkarak insanları haşr olacakları yere sürmesi". (Müslim, Fiten, 39, 40, 128, 129; Ebû Dâvûd, Melâhim, 12;
Tirmizî, Fiten, 21; İbni Mâce, Fiten, 25, 28).
“Deccâl doğu tarafından çıkar.” [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mâce, Ahmed İbni
Hanbel, İbni Ebi Şeybe, Hâkim]
“Deccâl dinin güçsüzleştiği, ilmin yetersiz duruma geldiği
bir anda ortaya çıkar." (Müsned: 3,367)
“Deccâl’ın bir gözü kördür.” [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Ebu Nuaym]
“Deccâl’ın boyu kısa, saçları kıvırcıktır.” [Ebu Davud]
“Deccâl Mekke ve Medine’ye giremez.” [Buhari, Müslim, Muvatta, Tirmizi, Ahmed İbni Hanbel]
“Deccâl’ın çocuğu olmaz.” [Ahmed İbni Hanbel]
“Deccâl çıkar ve tanrı olduğunu söyler, fakat onun tanrılığına inanan kâfir olur.” [İbni Ebî Şeybe]
''Ashâb diyor ki, Hz. Peygamber'e
Deccâl’ın yeryüzünde ne kadar kalacağını sorduk. Bize şöyle cevap verdi:
“Kırk gün kalacak. Birinci günü bir
sene gibi, ikinci günü bir ay gibi, üçüncü günü bir hafta gibi ve diğer günleri
de sizin günleriniz gibi olacaktır.” Bunun üzerine kendisine:
''Ey Allah'ın Rasûlü, bir sene gibi
olan o günde bizim bir günde kıldığımız namaz yetecek mi?” diye sorduk. Şöyle buyurdu:
''Hayır, o an yetecek kadar kılın!''
Ardından şöyle sorduk:
''Ey Allah'ın Rasûlü deccalın
yeryüzündeki hızı nasıldır?'' Şöyle buyurdu:
“Rüzgârın alıp götürdüğü yağmur
gibidir. Bir topluluğa geldiğinde onları davet eder. Onlarda kendisine iman
edip çağırısına koşarlar.” (Müslim,
Fiten: 110; Ebu Davud, Melâhim: 14; Tirmizî, Fiten: 59; Müsned, 6: 455-456.).
Peygamber efendimiz (sav):
“Deccâl’ın son günleri o kadar kısa
olur ki, sizden biriniz Medine kapısından çıkıp, onun tepesine varıncaya kadar,
akşam olacaktır.”
Buyurunca Ashâb:
“Ya Rasûlallah, o kısa günlerde
nasıl namaz kılacağız?” dediler. Cevaben buyurdu ki:
“O uzun günlerde takdir ettiğiniz
gibi takdir edeceksiniz.” [İbni Mâce]
Deccâl’ın ortaya çıkacağını bildiren
hadisler inkâr edilemeyecek kadar açık ve nettir. Fakat gerekli şartlar
oluşmadan Deccâl ortaya çıkmaz.
DECCÂLİN ORTAYA ÇIKIŞINI HAZIRLAYAN
ŞARTLAR
Kuşkusuz Allah’ın salih kullarının bir
araya gelerek her gün gecenin son üçte birinde oluşturduğu yüce bir meclis
vardır. Bu yüce meclise “Sâlihler Divânı” denir. Sâlihler Divânının
başkanı “ĞAVS” adı verilen büyük bir velidir ki, onun zamanında
yeryüzünde ondan daha büyük başka bir veli yoktur. Divânda, ğavsın tam
karşısında oturan ve Divândaki diğer veliler adına ğavsla konuşan bir vekil ve
yedi tane de kutup vardır. Bunlar ğavsın yardımcılarıdır. Bu dokuz büyüğün emri
altında peygamberler sayısınca veli vardır.
Sâlihler Divânı, daha önce
belirttiğimiz gibi her gün gecenin son üçte birinde toplanarak ertesi gün
olacak işlerin kararlarını alırlar. Bunların hepsi de aklı başında seçkin
kimselerdir. Yani aralarında aklı perdelenmiş meczûb hiçbir veli yoktur.
Kıyâmetin kopmasına yakın zamanda
Sâlihler Divânını, aklı başında velilerin azalmasıyla, aklı perdelenmiş meczûb
veliler doldurmaya başlar. Öyle ki, Divânda, meczûb veli sayısı aklı başında
veli sayısını aşar da ğavsı bile oy çokluğu ile meczûblardan seçerler. Ne zaman
ki ğavs meczûb bir veli olur, işte o zaman yeryüzünde birbirine zıt olaylar
meydana gelmeye başlar.
Dünyanın bir tarafını kuraklık, bir
tarafını sel baskınları, bir tarafını dondurucu soğuklar, bir tarafını kavurucu
sıcaklar kaplar. Deprem ve toprak kaymaları sıklaşır. Ülkeler ve insanlar
arasında karışıklıklar ve savaşlar birbirini kovalar. Özellikle İslâm
ülkelerinde insanlar rahat yüzü göremezler. Bütün bunlar, ğavs olan meczûb
velinin tutarsız tasarruflarının bir sonucudur.
İşte bu durumlar meydana gelmeye
başlayınca (Allah lânet
eylesin) Deccâl da
hemen ortaya çıkar. Fakat bu karışık durumlar hadiste belirtilen süreden uzun olamaz.
Çünkü ğavslık makamına Mehdî getirilir. İnsanlık, Mehdî ile
birlikte barış ve adâletin ön plana çıkarıldığı yeni bir dünya düzeninin
başlayacağı bir çağa adım atar. Bunun böyle olacağını Hicri 12. yüzyılın Ğavsı Seyyid
Abdülazîz Debbağ (ks) Hazretleri haber vermiştir.
2. HZ. İSÂ’NIN
GÖKTEN İNMESİ
"
Meryem oğlu (İsâ) gökten sizin yanınıza indiği ve kendinizden olan devlet başkanınız
namazda imamınız olduğu (İsâ da imamınıza uyduğu) zaman bakalım nasıl
olursunuz?" (Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih
Tercümesi ve Şerhi, Hadis No: 1406, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara
1986, c. 9, s. 182)
“İsâ (gökten) inip Deccâl’ı
öldürecektir.” [Müslim,
Ebu Davud]
“İsâ, Deccâl’ı öldürdükten sonra iki
kişi arasında düşmanlık kalmayacaktır.” [Müslim]
Âriflerin büyüklerinden Ebu’l Vefâ
Seyyid Süleyman Çelebî 1990 yılında Ankara’daki evinde bir gün yatsı namazından
sonra öğrencilerine şunlar anlattı:
-
Benim Adana’da bir hanım öğrencim var. Bu sabah beni
telefonla arayarak gece gördüğü bir rüyasını anlattı ve yorumunu istedi. Bu
hanım şöyle dedi:
-
Bundan birkaç gün önce Hz. İsâ (as)’ın sevgisi gönlüme
düştü ve onu görmeyi çok arzu ettim. Rabbime Onu bana göstermesi için çok
yalvardım. Bu gece rüyamda Hz. İsâ’nın iki
meleğin omuzları üzerinde yeryüzüne indiğini gördüm. Vallahi sen Hz. İsâ’sın, dedim. Evet,
ben Hz. İsâ’yım, dedi. Bunun üzerine: Yoksa geldin mi yeryüzüne?
Diye sordum. O da: Hayır, Otuz yıl sonra geleceğim, bu gün yalnız
senin için indim, dedi.” Hz. Şeyh bu kadarını anlattıktan sonra: Doğrusu
bu hanımın anlattığı bu rüya çok hoşuma gitti. Birden aklıma geldi ve sizinle
paylaşmak istedim, dedi.
3. MEHDÎ’NİN
GELMESİ
“Kıyamet kopmadan önce, Allahü Teâlâ, benim
evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi de benim
babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında
adâletle dolar.” [Tirmizi,
İbni Asâkir]
“Ümmetim içinden Mehdi gelecektir. (Aranızda
kalması) kısa tutulursa (kalacağı süre) yedi (yıl), kısa tutulmazsa (kalacağı
süre) dokuz yıl olacaktır. Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o
güne dek onun bir benzeri kesinlikle bulmamıştır. Yer yemişini (gıda
ürünlerini) verecek ve insanlardan hiçbir şey saklamayacak (vermezlik
etmeyecek)tir. Mal da o gün çok birikmiş olacaktır. Bir adam kalkıp: Ey Mehdi!
Bana (mal) ver! Diyecek ve Mehdi de: Al! Diyecektir." (Sünen-i
İbni Mâce, "Kitabü’l-Fiten Tercümesi ve Şerhi", Kahraman Neşriyat,
cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, s. 347)
"Ehl-i
beytimden ismi benim ismimin aynı olan bir kişi Araplara başkan oluncaya kadar
dünya sona ermeyecektir." (Sünen-i
Tirmizi Tercümesi, Hadis No: 2331, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus
Emre Yayınları, c. 4, s. 91)
MEHDÎ
NE ZAMAN ORTAYA ÇIKACAK
Yaptığımız tesbitlere göre Mehdî,
Hicrî 1400 ile 1500 yılları arasında ortaya çıkacaktır. Bu yıllar arası
müslümanlar açısından zorlu ve sıkıntılı yıllardır. Öyle ki, İslâm
Dini ve müslümanlar horlanacak, aşağılanacak, zulüm ve baskı altında tutulacak,
bazı çevrelerce müslüman olmak suç bile sayılacaktır. Bundan başka yeryüzünde
akıl almaz bazı doğa olayları, savaşlar ve sosyal karışıklıklar meydana
gelecektir. İşte Mehdî, insanların tam bir ümitsizlik içinde kıvrandıkları bu
zamanda ortaya çıkarak idareyi ele alacaktır. Mehdî’nin ne zaman geleceği ile
ilgili tesbitlerimize gelince:
1. İslâm bilginlerinin seçkinlerinden olan İmam
Celâleddin Suyûtî, kıyâmet alâmetlerinden söz eden "El-Keşfü Fi
Mücâzeveti Hazin…" adlı kitabında Peygamber (sav) Efendimizin şöyle
dediğini haber vermiştir:
“Bu ümmetin ömrü bin seneyi geçecek,
fakat bin beş yüz seneyi aşmayacaktır.”
2.
Hz. Ali (ra) Efendimiz; zaman, Besmele'nin
harflerinin sonuna geldiğinde Mehdi'nin çıkacağını söyler. (Ramûzu’l Ahâdis, 2: 676)
Şimdi Peygamber (sav) Efendimizin söz
konusu hadisini Hz. Ali (ra)’ın sözüne uyarlayalım.
Bilindiği gibi Besmelenin harfleri 19
tanedir ve son harfi de “Mim”dir. Mim harfinin ebced hesabında karşılığı
40 sayısıdır. Basit bir hesapla 1400 yılına bu sayıyı eklediğimizde karşımıza
1440 yılı çıkar ki, bu da Mehdî’nin çıkış yılı olur. 1440 Yılı Miladi yıllardan
2020 yılına denk düşer. Bu basit hesabımızı destekleyen aşağıdaki olayı hep
birlikte okuyalım.
3. 1984 yılı idi. Bir akşamüstü otobüsle
işten eve dönerken, daha önce tanıdığım bir dostumla karşılaştım. Kendisi
benden yaşlı idi. Gübre ve Azot Sanayii Genel Müdürlüğünde hizmetli olarak
çalışıyordu. Bana yaklaşarak:
- Hocam, sana ilgini çekecek bir olay
anlatacağım, dedi. Ben de:
- Buyur, anlat, dedim. Başladı anlatmaya:
- Bizim kurumda bir kooperatifimiz var. Daha
önce kim işlettiyse hep açık verdi. Bir türlü kâra geçiremediler. Daha doğrusu
işletenler para yiyorlardı. Sonunda İmam-Hatip Lisesi mezunu Kayserili bir
genci işe aldılar ve kooperatifin başına geçirdiler. Bende temizlik işlerim bitince
onun yanına gidiyor, birlikte sohbet ediyorduk. Ramazan ayının dördüncü günü bu
gence Kayseri’den amcasının öldüğünü bildiren bir telgraf geldi. Bunun üzerine
izin alarak Kayseri’ye gitti ve iki gün sonra döndü. Ben:
- Başın
sağ olsun, Allah amcana rahmet etsin, diye taziyede bulununca, bana şöyle dedi:
- Sana
amcamla ilgili garip bir şey anlatacağım, dedi. Ben de:
- Anlat,
seni dinliyorum, dedim. Bana şunları anlattı:
- Allah
amcama bol rahmet etsin. Amcam insanlara karşı çok iyi ve ibadetine düşkün
salih bir adamdı. Kimsenin işine gücüne karışmaz, herkesle iyi geçinirdi. Benim
İmam-Hatip Lisesine gitmeme ve okumama da o sebep oldu. Beni de çok severdi.
Allah için ben de amcamı çok sever ve sayardım. 1980 yılı içinde idi. Ben okulu
yeni bitirmiş, iş arıyordum. Amcamın hastalandığını duydum. Geçmiş olsun demeye
gittiğimde bana:
- Gel,
yeğenim gel. Beni senden başka kimse dinlemez ve anlamaz. Sana anlatacaklarımı
bir kâğıda yaz ve sakla, dedi. Ben de elime bir kâğıt ve kalem alarak
anlattıklarını yazmaya hazırlandım. Başladı anlatmaya.
- Oğlum
ilk önce şunu yaz. “Mehdî dünyaya geldi (hicrî 1400 yılı). Dünyanın bütün
velileri Mehdî’nin doğumunu 14 gün boyunca kutladılar.”
- İkinciye
de şunu yaz. “Ben 1984 yılının Ramazan ayının 4. Günü ikindi namazından
sonra vefat ederim.” Sonra bana dönerek:
- Oğlum bu
kâğıdı iyi sakla ve kimseye gösterme, diye de uyardı. Ben de bu kâğıdı nerede
saklayayım, kaybederim diye amcamın evindeki Kur’ân’ın içine koydum. Aradan tam
dört yıl geçti. Amcamın vefatını haber alır almaz, biliyorsun memlekete gittim.
Fakat amcamın cenâzesine yetişemedim. Amcamın üzerimde çok hakkı vardı. Bari
bir Yâsin okuyayım diye amcamın evindeki Kur’ân’ı elime aldım. Kur’ân’ı açar
açmaz amcamın dört yıl önce yazdırdığı kâğıdı koyduğum sayfa geldi. Kâğıdı okuduğum
zaman dört yıl önce yazdıklarımla amcamın ölüm tarihi ve saatinin birbirini tam
olarak tuttuğunu gördüm. Beni tarifsiz bir heyecan ve sevinç kapladı. “Öyleyse,
amcamın Mehdî hakkında yazdırdıkları da doğru çıkacaktır.” Dedim, dedi.
MEHDİ 40 YAŞINDA ÇIKACAKTIR.
Bir adam, "Ya Rasûlallah, o gün insanların imamı
kimdir?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evladımdan 40 yaşındaki
Mehdi'dir." (Kitabü’l- Burhân fî Alâmet-il Mehdiyyi’l- Âhir Zaman, s.
22)
“Mehdi, benim evlatlarımdandır, 40 yaşlarındadır.” (Kıyâmet Alâmetleri, s.
163)
Buraya
kadar anlatılanlardan vardığım sonuç şudur:
“1400/1980 yılında doğan Mehdî’nin, 40 yaşında
başa geçeceği yıl 1440/2020 yılıdır. Hz. İsâ (as) da aynı yıl gökten yeryüzüne
inecektir. Bu durum, Deccâl’ın daha önce ortaya çıkıp tanrılık iddiasında
bulunmasını gerektirmektedir.”
Şimdi Deccâl’ın
40 günlük saltanat günlerine gelelim. Biliyorsunuz bu kırk günün ilk günü bir
yıl (365 gün), ikinci günü bir ay (30 gün, üçüncü günü bir hafta (7 gün) ve
diğer günleri normal günler gibi olacaktır. Bu da 37 gün eder. Bunları
topladığımızda 439 veya bir gün fazlasıyla 440 güne denk gelmektedir. Bu sayı
da hicri 1440 yılıyla uyuşmaktadır. Bir yıl kadar uzun sürecek bir gün nasıl
olacak? Sorusuna cevap arayalım.
MAYA KEHÂNETİ
"22 Aralık 2012'de, Yerküre manyetik
bir eksenin merkezine girecek ve bunun sonucunda 60 ile 70 saat arasında, büyük
bir bulut tarafından karanlığa gömülecektir. Çevresel kötüleşmenin etkilerinden kurtulmaya
çalışan dünyamız başka bir çağa girecek, bundan dolayı da ciddi ve büyük
olaylar yaşanacaktır. Depremler, tusunamiler, su baskınları, volkanik
patlamalar ve henüz adı bile konulamayan yaygın hastalık vurgunları bunlardan
bir kaçıdır. Çok az kişi yaşamını sürdürebilecektir."
FOTON KUŞAĞI
Foton sözcüğü, ışık parçacığı, ışık
paketçiği, ışık zerreciği gibi anlamlara gelmektedir. Atom fiziğinin konusu
olan fotonlar, atom altı parçacıkların yüksek enerjili ışık zerrecikleridir. Bu
zerrecikler uzayın bilinmeyen bir bölgesinde yoğunlaşarak güneş sistemimizi
içine alacak büyüklükte devasa bir kuşak oluşturacaktır. Bu büyük kuşak;
2012 yılında güneş sistemimizi tüm gezegenleri
ile birlikte içine alacaktır.
Güneş sistemimiz bu foton kuşağına girdiğinde
dünyamızın ozon deliği onarılacak
Tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta
geçecektir.
İnsanların 2 sarmallı DNA’ları ikişerli
olarak bir araya gelerek 12 sarmallı bir DNA'ya dönüşecektir.
Bu olay sırasında tüm insanların çakraları
açılacak, duyu ve algıları artacaktır. Böylece herkes birbirinin düşüncesini
okuyabilecektir. Bu durum, ilk önce kısa süren bir karışıklığa neden olacak,
fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği içinde bir araya gelecek, önyargının,
yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecektir. İnsanlar
birbirinin auralarını görebileceklerdir.
12 sarmallı DNA'ya sahip olan
insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve
birbirlerini iyileştirebileceklerdir.
İnsanlar ölümsüz olacaklar (!) Ölüm olayı, fiziksel dünya'da
kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme seklinde olacaktır. Dünya'da
kalmayı seçenler, ölmeye yani başka boyuta gitmeye karar verenlerin ortadan bir
anda kaybolduğunu göreceklerdir.
Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların
ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit
geçireceklerdir. Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton
kuşağı güneş sistemimizi terk edecektir.
Güneş sistemimizin foton kuşağının
içindeki yolculuğu 2000 sene kadar sürecektir. Foton kuşağından çıktıktan sonra
tekrar foton kuşağına girmek için 10.500 yıl geçmesi gerekecektir.
Bu devrelerin alt devreleri de vardır
ama üst devre 206 milyon yıl sürer. Foton kuşağının da aurası vardır. Dünyamız ve güneş sistemimizin tamamı ilk aura
katmanına (enerji seviyesine) 1962 yılında girmiş durumdadır. Yani şu anda
foton kuşağının düşük enerjili ilk kısmının içinde bulunuyoruz. Dünyamız ikinci
enerji seviyesine ise 1987 yılında girdi. Üçüncü enerji seviyesine ise 2012
yılında girecek, 5 ila 6 gün boyunca karanlıkta kalacaktır. Üçüncü enerji
seviyesine tam olarak girildiğinde ise karanlık sona erecek ve yeryüzünde 440
gün boyunca artık hiç gece olmayacaktır. Üçüncü enerji düzeyi foton halkasının
içidir.
Deccâl günlerinin yorumuna bir katkısı
olabilir nitelikte gördüğümüz için bu yazımıza aldık.
Her şeyin doğrusunu yalnızca Allah bilir. Allah’tan kurtuluş ve esenlik
dileriz.
Bu yazı, bazı çevrelerin; “ Deccâl
çıktı, Mehdî geldi, Hz. İsâ yeryüzüne indi ve Deccâl’ı öldürdü” gibi saçma sapan
görüşlerine bir cevap olarak yazılmıştır.
müslümanlar doğum günü kutlarmı 14 gün boyunca mehdi için kutlandığını belirtmişsiniz.
YanıtlaSilÖncelikle bu makaleyi ciddi anlamda okuduğunuzu ve anladığınızı varsayarak sorunuzu cevaplıyorum. Yüzyıllardan bu yana Peygamber (sav) Efendimizin doğum günü tüm müslümanlar tarafından büyük bir coşku ile kutlanır. Seyyid Ahmed Bedevî (ks) için de Mısır'ın Tandita bölgesinde her yıl doğum (mevlid) şenlikleri düzenlenir. Bu güne kadar bu tür kutlamalar İslâm bilginleri ve ârifler bid'at saymamış ve yasaklamamışlardır. Sanırım Hristiyan geleneklerinden olan ve içki içilerek kutlanan doğum günü partileriyle velilerin Mehdî'nin doğumunu kutlamalrını birbirine karıştırdınız ki böyle bir soru sorma ihtiyacı duydunuz.
YanıtlaSilSelamun aleyküm yıl 2020 mayısa yaklaşırken 8 sene sonra bu yazıya ulaşıyorum. Oldukça mantıklı açıklamalar ile izah etmişsiniz.Allah(celle celaluhu) razı olsun. Hesaplarınıza göre 2020 de Mehdi(a.s) zuhur edecek dediğiniz için 3 Ay önce bir adam çıkmış ben de 1 ay önce izlemek nasip oldu. Yüzlerce belki binlerce alametlerle çıktığını söylüyor. Açıklamaları gayet mantıklı olarak o kişinin Mehdi(a.s) olduğu kanaatindeyim. Bütün sosyal medya Platformlarında "HilafetiMuhammediye" olarak hizmet vermeye devam ediyorlar. Özellikle Youtube'dan takip etmenizi rica ederim. Saygılarımla.
YanıtlaSilhayır o kişi gercek mehdi değil sakın aldanmayın
Sil